DİĞER
“Nesiller boyunca Kafka’dan esinlenerek yaratılan birçok eser oldu ve olmaya devam edecek. Kafka’nın eserlerinden ilham alınarak yaratılan tüm sanat eserlerinde ortak olan güçlü duygu yazın terminolojisine 'Kafkaesk' olarak geçer. Bu basit bir sıfat değildir, sinsi bir korkuyu ve Kafka’nın savaşını yüklenir.”
"Yazma niyetindeki kişi yazar değildir, başka başka niyetleri olan herhangi biri gibidir; oysa yazar ancak yazdıktan sonra ortaya çıkabilir, demek ki yazarı yazı doğurur. Ama yazının doğurduğu kişiye hâlâ bir kişi diyebilir miyiz? Dahası, nasıl bir 'doğum'dur bu? Doğan biri var mıdır?"
Gönüllü karantina günlerinde eve kapanmışken, hem yaptığı seyahatler hem de seyahatin kendisi hakkında düşüneduran Osman Tümay, eskiden uzak diyarlarda gezer ya da İstanbul sokaklarında gezinirken çekmiş olduğu fotoğraflar eşliğinde, edebiyatın içinde, seyahatnamelerin arasında dolaşıyor…
Ahmet Hamdi Tanpınar Almanca bilmiyordu, Şipal'in Dava çevirisi 1964'te çıktı, Tanpınar'ın ölümünden birkaç yıl sonra...
Dünyadan Aşağı, okura ne bir sığınak ne bir kovuk oluyor. Bir teselli de vermiyor. Yazar, okuyucuyu avucunun içine alacağını çok iyi bildiği hikâyeye sırtını dayamak yerine, bir oyunun peşine düşüyor...
Buz. Mevsimler yok oluyor. Kaynaklar yok denecek kadar azalıyor. Yaklaşmakta olan buz çağı, bildiğimiz dünyanın sonunu hazırlayacak büyük yıkımın tetikleyicisi oluyor. Bu iklimsel gelişmenin yanı sıra dünya büyük bir kaosun tehdidi altında
"Okuyucu Kafka’nın yapıtlarından neden tam olarak haz alamaz, bir türlü onun karakterlerini, onun dünyasını sevemez?" Kafka’nın eserlerinin nasıl alımlandığına baktığımızda bu soru önem kazanıyor...
Bir önceki edebiyatı saf dışı bırakmanın en iyi yoludur mizah. Cervantes’ten alınan bu mirasa sadece Woolf ve Kafka değil, modernist romancıların neredeyse tamamı zannedildiğinden ve yansıtıldığından çok daha fazla sahip çıkarlar
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık